Prof. Dr. Ceyhun Oral’ın Sitesine Hoşgeldiniz

İstanbul Üniversitesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı 6. Kat

Akut Apandisit

Apandisit genel cerrahide acil ameliyata yol açan hastalıkların en sık görülen sebebidir. Her yaşta görülebilir ancak daha çok genç erişkinlerde ortaya çıkmaktadır, kadın erkek görülme oranı neredeyse eşittir.
Zamanında doktora başvurulduğunda ve doğru tanı konulup hasta ameliyat edildiğinde basit, problem çıkarmayan bir hastalıktır. Hasta bugün ameliyat edilir yarın evine gönderilir. Ancak maalesef her vakanın seyri böyle olmamaktadır. Ya hasta doktora geç gidiyor. Kendi ağrılarını kendi geçirmeye çalışıyor, ağrı kesiciler alıyor, hatta antibiyotikler alıyor. Ülkemizde neredeyse her ilacı eczaneden reçetesiz almak mümkün. Bu kendi kendine tedavi çok ciddi zaman kaybına yol açıyor ve hasta sonuçta apandisiti patlamış bir durumda, karın içinde yaygın iltihap ile geliyor. Ondan sonra yapılanların çok bir önemi yok. Ortaya ciddi komplikasyonlar ve yüksek ölüm oranları çıkıyor. (Akut Apandisit)
Apandisitte diğer bir önemli sorun, hasta doktora başvursa bile tanı kolay değil. Evet apandisitte doktoru yönlendirecek şikayetler, karın muayene bulguları var ancak farklı bulgu veren, farklı seyreden o kadar çok hasta var ki…. Her hasta kitaplarda yazdığı gibi tipik bulgularla gelmiyor. Özellikle kadınlarda tanı zordur, hele hamile ise veya kadın doğumla ilgili problemleri varsa. Çocuklarda ve yaşlılarda da farklı tablolar ortaya çıkabilir ve tanı zorlaşır. Gerçektende bebeklik ve ileri yaş grubunda apandisitlerin neredeyse tamamı delinmiştir. Şeker hastalığı olan hastalarda karın muayene bulguları çok değişebilir bunlarda da tanı zordur. Ayrıca ağrı kesici, antibiyotik almış hastalarda da ilacın etkisi ile muayene bulguları maskelenir. Lütfen son birkaç cümleyi tekrar okuyunuz. Kadınlarda, yaşlılarda, çocuklarda, şeker hastalığı olanlarda tanı zormuş. Geriye ne kaldı? Hiçbir yandaş problemi olmayan genç erkekler….. Apandisitin hiçte kolay bir hastalık olmadığını anlamışsınızdır sanırım. Gerçektende apandisit tanısı, laboratuar ve radyolojik bulgulardan ziyade hekimin muayene bulgularına göre tanı koyacağı ve tecrübesini ortaya koyarak karar vereceği durumlardan biridir. (Akut Apandisit)

Akut Apandisit nedir?

Apandisit, appendiks denen organın iltihabi hastalığıdır. Appendiks neresidir? Appendiks ince barsaklarla kalın barsağın birleştiği bölgede ortalama 10 cm. uzunluğunda ve 0.8 cm. çapında kör bir barsak çıkıntıdır. Karın duvarındaki iz düşümü ise karnın sağ alt tarafına denk gelmektedir. Görevinin ne olduğu hala net olarak bilinmemektedir. Vücudun savunma sistemini güçlendirici etkisinden bahsedilir. Ancak appendiks’i alınan hastalarda sonradan neredeyse hiçbir rahatsızlık
görülmemektedir. Bu nedenle appendiks’ e bazen biraz da kolaylıkla gözden çıkarılabilecek bir organ gibi davranılmaktadır. Apandisit bu organın iltihabi hastalığına verilen isimdir. (Akut Apandisit)
Peki neler oluyor da bu organ iltihaplanıyor?
Apendiks iç çapı dar olan bir organdır. Bu nedenle çok kolay tıkanabilir. Sertleşmiş gaita parçacıkları, meyve çekirdekleri, bitki tohumları, kemik parçacıkları, barsak solucanları tıkanmaya an sık yol açan sebeplerdir. Bazen bölgedeki lenf bezlerinin şişmesi de organın tıkanmasına yol açabilir. Sebep ne olursa olsun bir tıkanıklık olduğu zaman organ şişmeye ve içinde mikroplar birikip çoğalmaya başlar. Giderek basınç artar organın kanlanması, beslenmesi bozulur. Zamanında müdahale edilmeyen hastalarda organda gangren (çürüme) meydana gelir ve organ delinir. İçindeki tüm mikroplar, iltihabi materyal ve barsak içeriği karın içine yayılır. İşte tüm çabamız bu hale gelmeden hastayı ameliyata almak ve iltihabi organı delinmeden, etrafına yayılmadan çıkarmak içindir. (Akut Apandisit)
Hocam apandisit’in belirtileri nelerdir? Ne hissedersek şüphelenelim?
Karın ağrısı, iştahsızlık ve kusma temel belirtilerdir. Ağrı önceleri göbek etrafında, mide üzerinde başlayan ve saatler içinde (4-6 saat) karnın sağ alt tarafına yerleşen künt bir ağrıdır. Ara sıra azalıp çoğalabilir ancak devamlıdır. İştahsızlık apandisit tanısında çok önemli bir bulgudur. Hatta apandisit tanısıyla ameliyat kararı verilen bir hastaya ‘karnın aç mı, yemek versek yer misin?’ diye sorulduğunda, hasta ‘evet çok açım, lütfen bana yemek verin’ diyorsa, iştahı yerindeyse, ameliyat kararı yeniden gözden geçirilmelidir. İştahsızlık hastalığın devamında bulantı ve kusma şeklinde ilerler. Barsak alışkanlıklarında değişikliler (bazı hastalarda kabızlık bazılarında ise ishal) olabilir. Bu bulgulara ilaveten ateş, titreme, terleme gibi tüm vücudu ilgilendiren belirtiler ortaya çıkabilir. (Akut Apandisit)
Tanıyı nasıl sağlıyorsunuz?
Öncelikle hastanın şikayetlerinin dinlenmesi önemlidir. Yapılan karın muayenesinden elde edilen bulgularında dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor. Muayenede karın bölgesinde hassasiyet, sertlik tespit edilmesi, ağrıyı arttıran manevraların uygulanması cerrahı yönlendirir. Muayene bulgularının yanı sıra bazı laboratuar testleri ve radyolojik incelemeler yol gösterici olabilir. Ancak ameliyat kararı esas olarak muayene bulgularına dayanılarak verilir. (Akut Apandisit)
Ameliyat kararını vermek zor mu?
Şimdi yukarda anlatılanlara bakıldığında, karın içindeki pek çok organın hastalığında bu bulguları görüyoruz. Kitabi bilgi şudur apandisit karın içi tüm organ hatalıklarını taklit edebilir. Gerçektende akut apandisit mide hastalıkları, ülsere bağlı delinme, safra kesesi iltihapları, pankreas bezinin iltihabı, yumurtalıklarla ilgili rahatsızlıklar, dış gebelik, idrar yolları iltihapları ve taşları, yaşlı kalp hastalarında barsağın beslenmesini bozan damar tıkanıklıkları gibi pek çok hastalıkla karışır.
Burada cerrahı bekleyen iki soru vardır. Birincisi ilaçla tedavi edilebilecek bir hastayı gereksiz yere ameliyata mı alıyorum. Yoksa acil ameliyat gereken bir hastayı bekletiyor zaman mı kaybediyorum. Tabii ki iki durum da hastanın aleyhinedir. Bu durumda bulguların değerlendirilmesinde ve karar verme aşamasında cerrahın deneyimi ön plana çıkmakta ve önem taşımaktadır. Karar vermek sanıldığı kadar kolay değildir. (Akut Apandisit)
Akut apandisitin tedavisi nedir?
Hemen şunu söyleyeyim, bu sık görülen hastalığın ilaçla tedavisi mümkün değildir. Ne kadar kuvvetli antibiyotikler kullanılırsa kullanılsın hadise ilerler, appendiks patlar, hasta karın içi yaygın iltihap nedeniyle kaybedilir. Tek ve kesin tedavi cerrahidir. İltihabi organın en erken dönemde ve süratle karın dışına alınmalıdır. Ameliyat açık veya kapalı yöntemle (laparoskopik olarak) yapılabilir. Kliniğimizde uzun yıllardır uygun vakalara kapalı apandisit ameliyatlarını yapmaktayız.
Erken cerrahinin bir istisnası vardır. Onu da izah edeyim. Bazı hastalarda karın içindeki omentum ismi verilen yağ dokuları iltihabi appendiksi sarıp çevreler. Bu iltihabi olayın karın içine yayılmasını ve diğer organların etkilenmesini önler. Buna plastrone apandsit diyoruz. Bu durumda hasta yatırılarak antibiyotik tedavisine başlanır. Şikayetler gerilerse 6-8 hafta sonra ameliyat edilmek üzere gönderilir. Ancak bulgular ilerlerse ameliyat kaçınılmazdır. (Akut Apandisit)
Aklımızda kalanlar…..
Akut apandisit basit bir hastalık gibi görünmesine karşılık, zamanında müdahale edilmezse hayati riski olan bir hastalıktır. Apandisit şüphesi olan hastalar kendi başlarına ağrı kesici, antibiyotik veya başka bir ilaç almamalıdırlar.

Sıkça Sorulanlar

Bu hastalarda bölgede ciddi iltihap, yapışıklıklar, dokularda sertleşme, ödem vardır. Buna bağlı olarak ameliyat zor, sıkıntılı ve bazı komplikasyonlara açıktır. Bir de koruyucu bir bariyer varsa bunu bozmak ta çok mantıklı değildir. Bu nedenlerle plastrone apandisitlerde cerrahiden biraz uzaklaşıyoruz. Ancak bu hastalar 6-8 hafta sonra mutlaka opere edilmelidir. Aksi halde tekrar apandisit atağıyla geleceklerdir.
Apandisit ameliyatları genel cerrahinin en basit ope­rasyonlardan biri sayılıyor. Ancak tedavisi kolay olmasına rağmen, z-doktora geç gitme veya tanı konamama gibi sebeplerle ameliyat gecikirse hayati tehlikesi olan bir durum haline gelir. Apandisiti patlayan hastalarda, özellikle çocuk ve ileri yaşlarda ölüm riski maalesef yüksektir (%50 civarında).. (Akut Apandisit)

Sağlığınızla İlgili İpuçları

Günümüzde yayılan ve dönüşüme uğrayan yeni virüslerle ortaya çıkan salgınlar ileride daha da artabilir mi?
Tek hücreli canlılardan olan virüsler tarihteki en eski canlı türleri. En sık ve kolay dönüşüm gösterebilen, en ağır fiziki şartlara dayanıklı olan, en hızlı üreyen, en az enerji ile yaşamını sürdürebilen ve en kalabalık nüfusa sahip olan canlılar onlar. Bizler de yayılmalarını kolaylaştıran her şeyi yapıyoruz. Yediğimiz etler sağlıksız. Günışığı görmeyen (bağışıklık sistemi, hayvanlar aleminde - insanlar dahil - güneş ışığı ile sentezlenen D vitaminiyle çok yakından ilişkili), balık istifi gibi sıkışık ve hijyenden uzak şartlarda, yapay besinlerle, kendi hayvansal artıklarıyla, besinlerine antibiyotik katılarak, şişmanlatmak için büyüme hormonu verilerek üretiliyorlar. Bu et olmaktan çıkmış sağlıksız ürünü tüketen insanlarda da bağışıklık sistemi zayıfladığından enfeksiyonlara, kansere, romatizmal hastalıklara, metabolik bozukluklara yatkınlık artıyor.